Uzm. Dr. Alp Aslan Eryılmaz
Uzm. Dr. Alp Aslan Eryılmaz

Doğduğum küçük kasabadaki her vefat eden kişi, caminin ve belediyenin hoparlöründen anons edilirdi. Vefat eden kişinin yaşı ve neden öldüğü gibi olayın hikâyesi, yine ses hızıyla yayılırdı. Ölen kişi kasabanın yaşlılarından ise genelde çok şaşırılmaz, metanet korunur, âdet gereği merhumu hatırlatan ağıtlar düzülür ve ardından “Allah sıralı ölüm versin.” diye dua edilirdi. Ancak ölen kişi daha genç veya orta yaşlarda ise, hele ardında küçük çoluk çocuk kalmışsa daha çok üzülünür, ağıtlar feryat figâna dönüşürdü.

Ölümün yüzü, hangi yaşta olursa olsun bana çocuk aklımla hep soğuk gelse de, genç kişilerin ardından daha çok üzülünmesi beni düşünceye sevk ederdi. Çünkü arkada kalanların durumları dramatize edilir, birkaç gün boyunca konuşulmaya devam edilirdi. Bana asıl ilginç gelen gözlemlerimden biri ise birinin durup dururken kalp krizinden ölmesi ya da birkaç gün önce kalp krizi geçirip hastanede yatan, sonrasında taburcu edilip eve gelen birinin birkaç hafta içinde selâsının okunmasıydı. İşin ilginci, bu insanların kısmen genç sayılabilecek orta yaşlılardan oluşmasıydı.

Daha ilkokul yıllarında biyoloji ve diğer fen bilimlerine olan merakım ile doğaya yönelik gözlemci bakışım beni tıp eğitimi alma yoluna itti. Bu suretle, aileme yakın olması sebebiyle Akdeniz Üniversitesi Tıp Fakültesi’ne başladım.

Tıp fakültesinde okumaya başlayınca en çok ilgimi çeken konu, kalp krizine götüren “damar sertliği” dediğimiz hastalıklar süreci oldu. Çünkü çocukluğumda duyduğum ve gördüğüm kalp krizlerinin ve erken ölümlerin sebebi oydu. Daha da ilginç olan, kalp krizi geçiren hastalara artık ya damar açıcı ilaç verilerek ya da anjiyo denilen bir yöntemle hemen müdahale edilip damarların balonla açılabilmesi ve kalp krizinin durdurulabiliyor olmasıydı. İşte o anda gelecekte uğraşacağım alan belli oldu. Henüz 3. sınıf tıp fakültesi öğrencisiyken bile anjiyo yapabilen bir kardiyolog, yani güncel tabiriyle girişimsel kardiyolog olmaya karar verdim. Bunun yolu uzmanlaşmaktan geçiyordu. Bu amaçla daha o yıllarda adına TUS denilen uzmanlık sınavına çalışmaya başladım ve ilk sınavımda İstanbul Çapa Tıp Fakültesi Kardiyoloji Bölümü’nü kazandım.

Tüm ihtisas hayatım süresince en önemli ilgi alanım hep damar sertliği ile ilişkili damar hastalıkları oldu. Aterosklerozun başlangıç evresinden nihai kalp krizine giden sürece kadar her aşamadaki teşhis ve tedavi, ana uğraş alanım hâline geldi. Bu arada önemli bir şansım, mentor hocamın böbrek damar sertliğinden oluşan darlıklar nedeniyle gelişen yüksek tansiyon konusunda tez yapmamı istemesiydi. Bu sayede hem kalp damarlarının tıkanmasındaki en önemli risk faktörü olan hipertansiyonun her türlü çeşidini çok iyi anlama fırsatı buldum hem de böbrek damar darlıklarının açılmasıyla tansiyon hastalığından kurtulan ve hatta diyaliz gereksinimi ötelenen hastaları gözlemleme imkânı edindim.

Ayrıca sadece kalp krizinin değil; beyin felçlerinin, kalp yetersizliklerinin, diyaliz gerektiren birçok böbrek hastalığının, bacaklarda gangrenin ve erkeklerde sertleşme sorunlarının bile damar sertliğinden kaynaklandığını anlamam, diğer aydınlanma anım oldu. Yüksek tansiyon, yüksek kolesterol ve insülin direnci–şeker hastalığı gibi risk faktörlerinin erken teşhisi ve tedavileriyle; erken yaşlardaki kalp krizi ve beyin felci ile ölümlerin önlenebilmesi, insanların konforlu ve uzun bir hayat yaşayabilmesinin mümkün olduğunu görmek bu alanda çalışmamın ana motivasyonunu oluşturdu.

Artık kalp krizi geçirme riski olanların bu riski azaltılabiliyor, daha ötesi, kalp krizi geçiren insanlar bile uzun yıllar konforlu yaşayabiliyordu. Yani sadece damar sertliğinin teşhis ve tedavisi değil, onun gelişeceğini farklı algoritmalarla —adeta yapay zekâ gibi— öngörmek ve önlemek de mümkündü. Dünyadaki bilimsel gelişmeler Türk hekimleri tarafından yakından takip ediliyor; başvuran hastalara tetkik ve tedaviler uygulanıyordu. Ancak yine de bir şeyler eksik kalıyor, yeterince herkese ulaşılamıyordu. Gün geçmiyordu ki bir yakınımızın ya da tanıdığımızın veya ülkede tanınan bir politikacının, sanatçının ya da medyatik bir ismin genç yaşta kalp krizi geçirdiği duyulmasın. Üstelik bunların bir kısmı da ani ölümle kaybediliyordu.

İşte tam bu yüzden bu platformu kurmaya karar verdim. Yaklaşık 30 yıl boyunca damar sertliği, kalp krizi, yüksek tansiyon, yüksek kolesterol, kalp yetersizliği ve felç süreçlerinin bütün aşamalarındaki hastaların tetkik ve tedavisindeki tecrübelerimi insanlara aktarabilmenin ve herkesin kendi farkındalığını oluşturabilmesinin fayda sağlayacağını öngördüğüm için amacım; kalp krizinin, beyin felcinin ve kalpten ani ölümün önceden öngörülüp engellenebileceğini daha çok kişiye anlatabilmektir.


Mesleki Köşe Taşları

  • 2001: Damar sertliğine bağlı böbrek damar darlıklarının sebep olduğu yüksek tansiyonun en etkili teşhis yönteminin belirlenmesi amacıyla tezimi tamamlayıp uzman oldum.
  • 2001–2003: İstanbul ve Gebze’de farklı özel hastanelerde kardiyoloji uzmanı olarak pratik yaptım.
  • 2003–2005: Amerikan Hastanesi’nde girişimsel ve klinik kardiyolog olarak çalıştım.
  • 2005–2006: Askerliğimi uzun dönem asteğmen tabip olarak İstanbul GATA Hastanesi’nde tamamladım.
  • 2006–günümüz: Çalışma hayatına döndüğüm Amerikan Hastanesi’nde görevime devam ediyorum. Bu süreçte:
    • 2009: Türkiye’de ilk kez gerçekleştirilen, aort kapağının açık ameliyata gerek kalmadan TAVİ yöntemiyle kasıktan uygulanabildiği tedavi işleminde ekipte görev aldım.
    • 2010: Türkiye’de ilk kez gerçekleştirilen, mitral kapak yetersizliğinin MitraClip ile düzeltilmesi işleminde yer aldım.
    • Kalp kriziyle acile gelen pek çok hastada balon ile damarı açarak krizi durdurma operasyonu (primer PTCA) gerçekleştirdim.
    • Çoğu kompleks olmak üzere, kalp damar tıkanıklığı olan hastaların damarlarını balon ve stentle açma işlemlerini uyguladım.
    • Dirençli ve kontrolsüz hipertansiyonu olan pek çok hastada böbrek damarına renal denervasyon işlemini başarıyla gerçekleştirdim.
    • Damar sertliğine bağlı hastalıkların önlenebilmesi amacıyla; yüksek tansiyon, insülin direnci–şeker hastalığı, yüksek kolesterol ve sigara kullanımı gibi risk faktörlerini elimine etmeye yönelik teşhis ve tedavileri yönettim.
“Hocam! İki tane küçük çocuğum var, onları öksüz kalmaktan kurtardınız. Allah sizi inandırsın; ömrümün geri kalan her gününün sabahında uyandığımda ilk işim size dua etmek olacak.”

Başımıza gelmeyen bir olayın sonuçlarını idrak etmekte zorlanabiliyoruz. Bir keresinde, kalp krizi sırasında yaklaşık 50 kez kalbi durup elektroşokla düzelttiğimiz ve ardından anjiyo ile damarını açtığımız genç bir erkek hastanın eşinin bu sözleri, bir hekim olmanın yanı sıra bir insan olarak da sosyal farkındalığımı artırdı.

Hayatımız sadece kendimizle sınırlı değil; eş, dost, çoluk çocuk dâhil tüm toplum ve insanlıkla bağlantılı. Bu platformdaki bilgiler ve paylaşımlarla belki siz de kendi hayatınıza ya da eşinizin, arkadaşınızın veya tanıdıklarınızın hayatına dokunmanın hazzını yaşayacaksınız. Bir kişinin hayatına dokunmanın bir aileye, bir sülaleye ya da bir çevreye dokunmak olduğunu göreceksiniz.

Sağlıkla, aşkla ve huzurla kalın.
Uzm. Dr. Alp Aslan Eryılmaz

Randevu Talep Formu

Randevu detaylarını netleştirmek için koordinatörümüz size ulaşacak.
Sizi telefonla arayıp tarih ve saat netleştirilene kadar randevunuz kesinleşmiş olmayacaktır.

Invalid Input
Invalid Input
Invalid Input
Geçersiz Giriş
Invalid Input

0/500

Invalid Input

Meşrutiyet mahallesi, Vali Konağı Cd. No:137
İç akapı No:7 Asri apartmanı. 34363 
Şişli / İstanbul

Randevu: 0542 524 9487

Please publish modules in offcanvas position.